Soğuk kış günlerinde
içinizi bitki çayıyla ısıtmak kadar güzel bir şey var mıdır? İçtikçe
sağlığınıza sağlık katacak ve sizi rahatlatacak şifalı çayların hangilerinin
hangi durumlar için tüketilmesi gerektiğini bilmiyorsanız yazıyı okumaya devam
edin.
Adaçayı (Salvia officinalis)
Tüylü ve beyazımsı yapraklara sahip olan adaçayı
ülkemizde bolca tüketilen çaylardan biridir. Sıcak suda demlendirilerek içilen adaçayı
antiseptik ve antibakteriyel özelliklerinden dolayı ağız, boğaz, diş eti
enfeksiyonlarında kullanılmaktadır. Hazımsızlık sorunlarına da iyi geldiği
düşünülmektedir. Vücuttaki toksinlerin atılmasına da yardımcı olan bu şifalı
bitkinin sakinleştirici özellikleri de iddia edilmektedir. Adaçayının hafızayı
güçlendirdiğine dair çalışmalar da bulunmaktadır. Adaçayının aşırı kullanımında
kan basıncı yükselebildiğinden tansiyon hastalarının dikkatli tüketmesi
gerekiyor.
Papatya (Matricaria chamomilla)
Papatya çayı yaygınlıkla sakinleştirici,
rahatlatıcı, uykuya yardımcı olarak kullanılmaktadır. Yapılan son araştırmalar
papatyanın kasları rahatlatıcı etkilerinin olduğunu ortaya koyuyor. Soğuk
algınlığına da iyi gelen papatyanın bu etkisinin antibakteriyel özelliklerinden
kaynaklanabileceği iddia edilmektedir. Papatya çayı, parazitlerin vücuttan
uzaklaştırılmasında, diş eti ve ağız problemlerinde kullanılmaktadır. Gaz
gidermeye yardımcı oluyor. Uterusu hareketlendirebileceği için hamilelerin
kullanması önerilmiyor.
Ihlamur (Tilia tomentosa)
Haziran ayında sokakları mis gibi kokularla
dolduran ıhlamur çiçekleri kurutulup kış boyunca şifalı çay olarak ülkemizin
hemen her yerinde yaygın bir şekilde tüketilmektedir. Bağışıklığı güçlendiren,
göğüs yumuşatıcı özelliği bulunan ve terlemeyi sağlayan ıhlamur çayı özellikle
soğuk algınlığına karşı tüketilen çayların başında gelmektedir. Mide bulantısı,
ishal, gaz gibi sindirim sistemi sorunlarında da tüketilen ıhlamur çayı,
içeriğinde bulunan farnesol ile anksiyeteye karşı da yatıştırıcı olarak fayda sağlamaktadır.
Yeşil çay (Camellia sinensis)
Antioksidan içeren bitkiler arasında en üst
sıralarda yer alan yeşil çay aynı zamanda üzerinde en çok araştırma yapılan
bitkilerden biridir. Bildiğimiz siyah çayla arasındaki fark sadece işlenme
tekniğidir. Yeşil çay, siyah çaya göre daha az işlem görmektedir. Bu da onun
antioksidan özelliklerinin korunmasını sağlamaktadır. Yeşil çayın ana
bileşenlerinden biri olan epigallocatechin gallate’in (EGCG) kanser önleyici
etkileri araştırılıyor. Araştırmalar EGCG’nin yağ yakımına yardımcı olarak kilo
kontrolünü sağladığını da gösteriyor. Yeşil çayın içeriğindeki katekinler ve
epikatekinler gibi antioksidanlar bağışıklık sistemini güçlendirerek
hastalıklarla savaşmak konusunda vücuda destek olmaktadır. Yapılan çalışmalar yeşil
çayın ayrıca kas yenileyici özelliğini de iddia etmektedir.
Melisa (Melissa officinalis)
Ana vatanı Güney Akdeniz olan, limonumsu hoş
kokulu bu bitki, ülkemizde oğul otu olarak da bilinmektedir. İçeriğinde bulunun citromellol nedeniyle yatıştırıcı,
sakinleştirici etkisi bulunan melisa, uykusuzluk sorununa, strese karşı
bitkisel bir alternatif sunmaktadır. Eski çağlardan beri bu özelliğinden
faydalanılan bitkinin çayı kas gevşetici özelliklere de sahiptir.
Kuşburnu (Rosa Canina)
Aslında yabani gül bitkisinin meyvesi olan
kuşburnunun en önemli özelliği tam bir C vitamini ve antioksidan deposu
olmasıdır. Bağışıklık sistemini güçlendirdiği bilinmektedir. C vitaminin yanı
sıra tanen, pektin, karoten, meyve asitleri, A, B1, B2, K vitaminleri
bakımından da oldukça zengindir. Kuşburnu çayı, toksinlerin vücuttan atılmasına
da yardımcı oluyor.
Ayrıca;
. Hazmı
kolaylaştırmak için içilecek olan çaylar: Papatya, biberiye, hibiskus, karahindiba.
. Toksinlerin
atımına yardımcı olacak çaylar: Papatya,
ıhlamur, biberiye, rezene, mürver, yeşil çay.
. Sinirleri
yatıştırıcı, barsak ve midede gaz giderici çaylar: Papatya,
adaçayı, anason, melisa, rezene, hindiba, nane.